أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ
em
veya, yoksa ... mı
lehum
onların var
sullemun
merdiven
yestemiûne
dinliyorlar
fî-hi
orada
fe
öyleyse
li ye'ti ... bi
getirsin
mustemiu-hum
onları dinleyenler
bi sultânin
güç, delil
açık, apaçık