أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَنُ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ
e ve lem yerev ilâ
ve görmüyorlar mı (...a bakmıyorlar mı)
et tayri
kuşlar
fevka-hum
onların üstünde
sâffâtin
sıra sıra süzülenler
ve yakbıdne
ve açıp kapayan, kanat çırpan
mâ yumsiku-hunne
onları (havada) tutmaz (düşmekten alıkoymaz)
illâ er rahmânu
Rahmân'dan başkası
inne-hu
muhakkak ki o
bi kulli şey'in
herşeyi
basîrun
en iyi gören