أَمَّنْ هَذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ بَل لَّجُّوا فِي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ
em
yoksa, veya, ya da
men
kişi, kimse, kim(ler)
hâzâ ellezî
o
yerzuku-kum
rızkınızı
in
eğer
emseke
tuttu, vermedi
rizka-hu
onun rızkı, rızkını
bel
bilâkis, hayır (evet)
leccû
ısrarla devam ettiler
fî
içinde
utuvvin
taşkınlık, haddi aşma
ve nufûrin
ve uzak durma, nefret