يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَى وَهُم مِّنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ
ya'lemu
bilir
mâ
şey
beyne eydî-him
onların elleri arasındaki, önlerindeki
ve mâ
ve şey
halfe-hum
onların arkası
ve lâ yeşfeûne
ve şefaat etmezler
illâ
ancak, den başka
li men irtedâ
rızaya ermiş kimse(ler)
ve hum
ve onlar
min haşyeti-hî
onun haşyetinden
muşfikûne
korkanlar