وَجَاء السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالْواْ إِنَّ لَنَا لأَجْرًا إِن كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ
ve câe
ve geldi
es seharatu
sihirbazlar
fir'avne
firavun
kâlû
dediler
inne
muhakkak
lenâ
bizim için, bize
le ecren
elbette bir ecir (ücret, mükâfat) (vardır)
in kunnâ
eğer olursak
nahnu el gâlibîne
biz gâlip olanlar, gâlib gelenler