أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الأَرْضَ مِن بَعْدِ أَهْلِهَا أَن لَّوْ نَشَاء أَصَبْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَنَطْبَعُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَسْمَعُونَ
e ve lem yehdi
ve hidayete erdirmez mi
li ellezîne
o kimseleri
yerisûne el arda
yeryüzüne varis olurlar
min ba'di
...’den sonra
ehli-hâ
onun ehli, halkı
en lev neşâu
eğer dilemiş olsaydık, dileseydik
esab-nâ-hum
onlara musibet isabet ettirdik, cezalandırdık
bi zunûbi-him
günahları sebebiyle
ve natbeu
ve tabederiz, damgalarız, mühürleriz
alâ kulûbi-him
kalplerinin üzerini
fe hum
böylece, artık onlar
lâ yesmeûne
işitmezler (işitemezler)