تِلْكَ الْقُرَى نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنبَآئِهَا وَلَقَدْ جَاءتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُواْ لِيُؤْمِنُواْ بِمَا كَذَّبُواْ مِن قَبْلُ كَذَلِكَ يَطْبَعُ اللّهُ عَلَىَ قُلُوبِ الْكَافِرِينَ
tilke el kurâ
ülkeler işte bunlar
nakussu
anlatıyoruz
aleyke
sana
min enbâi-hâ
onların haberlerinden
ve lekad
ve andolsun ki
câet-hum
onlara geldi
rusulu-hum
resûlleri
bi el beyyinâti
beyineler, belgeler ile, ispat vesikaları ve mucizelerle
fe mâ kânû
fakat ... olmadılar
li yu'minû
îmân ederler
bi mâ kezzebû
yalanladıkları şey sebebiyle
min kablu
önceden, daha önce
kezâlike
böylece, işte
yatbau allâhu
Allah tabeder (açılamaz damga vurur), mühürler
alâ kulûbi
kalplerinin üzerini
el kâfirîne
inkâr edenler, kâfirler