قَالَ لاَ يَأْتِيكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِهِ إِلاَّ نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْوِيلِهِ قَبْلَ أَن يَأْتِيكُمَا ذَلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِي رَبِّي إِنِّي تَرَكْتُ مِلَّةَ قَوْمٍ لاَّ يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَهُم بِالآخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ
kâle
dedi
lâ ye'tikumâ
size (ikinize) gelmez
taâmun
bir yemek
turzekâni-hi
onunla rızıklandırılacağınız
illâ
...den başka, ancak
nebbe'tu-kumâ
size (ikinize) haber verdim
bi te'vîli-hi
onun yorumunu, açıklamasını
kable
önce
en ye'tiye-kumâ
size (ikinize) gelmesi
zâlikumâ
işte bu ikisi
mimmâ (min mâ)
şeylerden
alleme-ni
bana öğretti
rabbî
benim Rabbim
innî
gerçekten ben, muhakkak ben
terektu
terkettim
millete kavmin
bir kavmin dîni
lâ yu'minûne
inanmayan
billâhi (bi allâhi)
Allah'a
ve hum
ve onlar
bi el âhireti-hum
kendi ahiretlerini
kâfirûne
inkâr edenler