وَمَا أَرْسَلْنَا فِي قَرْيَةٍ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَا إِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُم بِهِ كَافِرُونَ
ve mâ erselnâ
ve biz göndermedik
fî
içine, ... e
karyetin
karye, belde, ülke
min nezîrin
bir nezir, uyarıcı
illâ
den başka, ancak, sadece
kâle
dedi
mutrefû-hâ
onun refah içinde olanları, ileri gelenleri
innâ
muhakkak ki biz
bimâ
şeyi
ursiltum
siz gönderildiniz
bi-hi
onu, onunla
kâfirûne
inkâr edenler