وَانطَلَقَ الْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلَى آلِهَتِكُمْ إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ يُرَادُ
ventaleka (ve intaleka)
ve ayrıldı
el meleu
ileri gelenler
min-hum
onlardan
en-imşû
yürümeniz, yürüyün
vasbirû (ve isbirû)
ve sabredin
alâ
... a karşı
âliheti-kum
ilâhlarınız
inne
muhakkak
hâzâ
bu
le
elbette, gerçekten, mutlaka
şey'un
bir şeydir
yurâdu
istenen