ضَرَبَ اللّهُ مَثَلاً عَبْدًا مَّمْلُوكًا لاَّ يَقْدِرُ عَلَى شَيْءٍ وَمَن رَّزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا هَلْ يَسْتَوُونَ الْحَمْدُ لِلّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ
darabe allâhu
Allah (misal) verdi
meselen
bir misal, bir örnek
abden
bir kul
memlûken
sahip olunan, köle olan, memluk
lâ yakdiru
muktedir değil, kaadir olmayan, gücü yetmeyen
alâ şey'in
bir şeye
ve men
ve kimse, kim
razaknâ-hu
onu biz rızıklandırdık
min-nâ
bizden
rızkan
bir rızık
hasenen
güzel, temiz, helâl
fe huve
böylece o
yunfiku
infâk eder, verir
min-hu
ondan
sırren
gizli (sır) olarak
ve cehren
ve açık olarak
hel yestevûne
el hamdu li allâhi
hamd Allah'a aittir (Allah içindir)
bel
hayır
ekseru-hum
onların çoğu
lâ ya'lemûne
bilmezler, bilmiyorlar