فَأَنشَأْنَا لَكُم بِهِ جَنَّاتٍ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ لَّكُمْ فِيهَا فَوَاكِهُ كَثِيرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ
fe
böylelikle, böylece
enşe'nâ
biz inşa ettik, yarattık
lekum
sizin için
bi-hi
onunla
cennâtin
cennetler, (ağaçlı) bahçeler
min nahîlin
hurmalıklardan, hurma ağaçlarından
ve a'nâbin
ve üzümlerden, bağlardan
lekum
sizin için (vardır)
fî-hâ
orada, içinde
fevâki-hu
onun meyveleri
kesîretun
(pek) çoktur, çok (vardır)
ve min-hâ
ve onlardan
te'kulûne
siz yersiniz