قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
kul
de
huve
o
er rahmânu
rahmân olan
âmennâ
biz îmân ettik
bi-hî
ona
ve aleyhi
ve ona
tevekkelnâ
biz tevekkül ettik
fe
o zaman, artık
se-ta'lemûne
yakında bileceksiniz
men
kim
huve
o
fî
içinde, de
dalâlin
dalâlet, sapıklık
mubînin
açık, açıkça, apaçık