إِن تُعَذِّبْهُمْ فَإِنَّهُمْ عِبَادُكَ وَإِن تَغْفِرْ لَهُمْ فَإِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
in tuazzib-hum
eğer onlara azap edersen
fe inne-hum
artık muhakkak ki onlar
ibâdu-ke
senin kulların
ve in tagfir lehum
ve eğer onları bağışlarsan (mağfiret edesen)
fe inne-ke
o halde, o taktirde, muhakkak ki sen
ente
sen
el azîzu
aziz, güçlü, üstün
el hakîmu
hüküm ve hikmet sahibi