أُولَئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ وَلِقَائِهِ فَحَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَلَا نُقِيمُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَزْنًا
işte o kimseler, onlar
keferû
bi âyâti
âyetleri
Rab'lerinin
ve likâi-hî
ve ona ulaşmak, ona mülâki olmak (ölmeden önce ruhun Allah'a ulaşması)
fe habitat
o zaman, böylece boşa gitti, heba oldu
a'mâlu-hum
onların amelleri
fe lâ nukîmu
bu sebeple ikame etmeyeceğiz, yapmayacağız
lehum
onlar için, onlara
yevme el kıyameti
kıyâmet günü
veznen
vezin, ölçü, mizan