وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً
ve lekad
ve andolsun
kerremnâ
biz yücelttik, şereflendirdik, kerim kıldık
benî âdeme
Âdemoğlu
ve hamelnâ-hum
ve onları taşıdık
fî el berri
karada
ve el bahri
ve denizde
ve razaknâ-hum
ve onları rızıklandırdık
min et tayyibâti
temiz, helâl şeylerden
ve faddalnâ-hum
ve onları üstün kıldık
alâ
üzerine
kesîrin
çok, hepsi
mimmen(min men) halaknâ
yarattıklarımızdan
tafdîlen
üstünlük (fazilet)