وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً
ve lâ takfu (kafâ)
ve ardına düşme : (ardından yürüdü)
mâ
şey
leyse
değil, yok, olmaz
leke
senin
bi-hi
onu, onun
ilmun
ilim, bilgi
inne
muhakkak
es sem'a
işitme
ve el basara
ve görme
ve el fuâde
ve idrak
kullu
hepsi
ulâike
işte onlar, onlar
kâne
oldu
an-hu
ondan
mes'ûlen
mesul, sorumlu