كُلاًّ نُّمِدُّ هَؤُلاء وَهَؤُلاء مِنْ عَطَاء رَبِّكَ وَمَا كَانَ عَطَاء رَبِّكَ مَحْظُورًا
kullen
herkes, hepsi
numiddu
yardım ederiz, arttırırız, veririz
hâulâi
bunlar
ve hâulâi
ve bunlar
min atâi
ihsan(lar)dan
rabbi-ke
senin Rabbinin
ve mâ kâne
ve değildir, olmadı
atâu
ihsan(lar)
rabbi-ke
senin Rabbinin
mahzûren
mahzur, hazer edilmiş, men edilmiş, sınırlı, kısıtlı