قَالَ سَآوِي إِلَى جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاء قَالَ لاَ عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِلاَّ مَن رَّحِمَ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَقِينَ
kâle
dedi
se-âvî
ben sığınacağım
ilâ cebelin
bir dağa
ya'sımu-nî
beni korur, koruyacak
min el mâi
sudan
kâle
dedi
lâ âsıme
engel olan (engel olucu), koruyan (koruyucu) yoktur
el yevme
bugün
min emri allâhi
Allah'ın emrinden
illâ
başka, hariç
men rahime
rahmet ettiği kimse(ler)
ve hâle beyne-humâ
ve ikisinin arasına girdi
el mevcu
dalga(lar)
fe
böylece, o zaman
kâne
oldu
min el mugrakîne
boğulanlardan