وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ
velletî (ve elletî)
ve ki o
ahsanet
korudu
ferce-hâ
onun ırzı, ırzını
fe nefah-nâ
o zaman biz üfledik
fî-hâ
onun içine
min rûhi-nâ
ruhumuzdan
ve cealnâ-hâ
ve onu kıldık
vebne-hâ (ve ibne-hâ)
ve onun oğlu
âyeten
bir âyet
li el âlemîne
âlemlere, âlemler için