وَلَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَنْ عِندَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ
ve lehu
ve onundur
men
kimseler, kişiler
fî es semâvâti
semalarda, göklerde
ve el ardı
ve arz, dünya
ve men
ve kimseler, kişiler
inde-hu
onun yanında, katında
lâ yestekbirûne
büyüklenmez, kibirlenmez
an ıbâdeti-hî
onun ibadetlerinden, ona ibadet etmekten
ve lâ yestahsirûne
ve onlar yorulmazlar