فَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ رِسَالاَتِ رَبِّي وَنَصَحْتُ لَكُمْ فَكَيْفَ آسَى عَلَى قَوْمٍ كَافِرِينَ
fe tevellâ
o zaman yüz çevirdi
an-hum
onlardan
ve kâle
ve dedi
yâ kavmi
ey kavmim
lekad
andolsun ki
eblagtu-kum
size tebliğ ettim, ulaştırdım
risâlâti
risaleler, elçiye verilip gönderilenler
rabbî
Rabbim
ve nesahtu
ve nasihat ettim (öğüt verdim)
lekum
size
fe keyfe
o zaman, artık nasıl, niçin
âsâ
ben üzülürüm
alâ kavmin kâfirîne
inkâr eden kavme (kâfir kavme)