مَا تَذَرُ مِن شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ
mâ tezeru
bırakmıyor
min şey'in
bir şey
etet
geldi
aleyhi
onun üzerine
illâ
den başka, ancak, mutlaka
cealet-hu
onu kıldı, yaptı
ke
gibi
er remîmi
çürümüş, ufalanmış, kül gibi toz halinde