وَجَعَلْنَا مِن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لاَ يُبْصِرُونَ
ve cealnâ
kıldık, yaptık
min beyni eydî-him
onların elleri arasından, önlerinden
sedden
bir sed
ve min halfi-him
ve onların arkalarından
sedden
bir sed
fe agşeynâ-hum
böylece, artık onları perdeledik, örttük, kuşattık
fe hum lâ yubsırûne
böylece, artık onlar görmezler