وَاللَّائِي يَئِسْنَ مِنَ الْمَحِيضِ مِن نِّسَائِكُمْ إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ وَاللَّائِي لَمْ يَحِضْنَ وَأُوْلَاتُ الْأَحْمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مِنْ أَمْرِهِ يُسْرًا
ve ellâî
ve onlar (o kadınlar)
yeisne
kesilir
min el mahîdı
hayzdan, adetten
min nisâi-kum
kadınlarınızdan
in
eğer
irtebtum
şüphe ettiniz
fe
o zaman, o taktirde
iddetu-hunne
onların iddetleri, müddetleri
selâsetu
üç
eşhurin
aylar
ve ellâî
ve olanlar
lem yahıdne
hayız görmeyen
ve ulâtu
ve onlar (kadınlar)
el ahmâli
yüklü olanlar, hamile olanlar
ecelu-hunne
onların süreleri, müddetleri
en yada'ne
bırakmak, doğurmak
hamle-hunne
onların (kadınların) yükleri
ve men
ve kim
yettekı
takva sahibi olur
allâhe
Allah'tan
yec'al
kılar, yapar, sağlar
lehu
onun için, ona
min emri-hî
onun işinden, onun işinde
yusren
kolaylık