وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا
ve yerzuk-hu
ve onu rızıklandırır
min haysu
yerden
lâ yahtesibu
hesaba katmadı
ve men
ve kim
yetevekkel
tevekkül eder
alâ allâhi
Allah'a
fe huve
o zaman o
hasbu-hu
ona yeter, kâfidir
inne
muhakkak
allâhe
Allah
bâligu
gerçekleştirir
emri-hî
kendi emrini
kad
olmuştur
ceale
kıldı, yaptı
allâhu
Allah
li
için
kulli
her
şey'in
şey
kadren
kader, ölçü, miktar