قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعًا وَلاَ ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
kul
de
men
kim
rabbu es semâvâti
semaların (göklerin) Rabbi
ve el ardı
ve yer
kulillâhu (kul allâhu)
"Allah'tır" de
kul
de
e fettehaztum
artık siz, ...mı edindiniz
min dûni-hi
ondan başka
evliyâe
evliya, velîler, dostlar
lâ yemlikûne
yapamaz, gücü yetmez, malik değil
li enfusi-him
kendileri için
nef'an
bir yarar, fayda, menfaat
ve lâ darren
ve zarar vermez
kul
de
hel yestevi
bir mi, bir olur mu
el a'mâ
âmâ olan, görmeyen
ve el basîru
ve gören
em
yoksa, veya
hel testevî
bir mi, bir olur mu
ez zulumâtu
karanlıklar
ve en nûru
ve nur
em
yoksa, veya
cealû
kıldılar, yaptılar
lillâhi (li allâhi)
Allah'a
şurekâe
ortaklar
halakû
yarattılar
ke
gibi
halkı-hi
onun yaratması
fe
böylece
teşâbehe
birbirine benzedi, benzer göründü
el halku
yaratma
aleyhim
onlara
kulillâhu (kul allâhu)
"Allah" de
hâliku
yaratan
kulli şey'in
herşey
ve huve
ve o
el vâhidu
ek (bir tane)
el kahhâru
kahhar olan, en kuvvetli olan, herşeye gücü yeten