يَغْفِرْ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى إِنَّ أَجَلَ اللَّهِ إِذَا جَاء لَا يُؤَخَّرُ لَوْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
yagfir
mağfiret etsin, günahlarınızı sevaba çevirsin
lekum
sizin için, sizin
min zunûbi-kum
günahlarınızdan, günahlarınızı
ve yûahhir-kum
ve sizi tehir etsin (ömür versin)
ilâ ecelin
bir ecele kadar, bir zamana kadar
musemmen
muayyen, belirli
inne
muhakkak ki
ecele
ecel, belirlenen an
allâhi
Allah
izâ
olduğu zaman
câe
geldi
lâ yûahharu
tehir edilmez, ertelenmez, uzatılmaz
lev
şâyet, eğer, keşke ..... olsa
kuntum
siz oldunuz
ta'lemûne
siz biliyorsunuz