بَلْ قُلُوبُهُمْ فِي غَمْرَةٍ مِّنْ هَذَا وَلَهُمْ أَعْمَالٌ مِن دُونِ ذَلِكَ هُمْ لَهَا عَامِلُونَ
bel
bilâkis, hayır
kulûbu-hum
onların kalpleri
fî gamratin
gaflette, dalâlette
min hâzâ
bundan
ve lehum
ve onların (vardır)
a'mâlun
ameller
min dûni zâlike
bundan başka
hum
onlar
lehâ
onun
âmilûne
amel edenler, yapanlar