فَبَعَثَ اللّهُ غُرَابًا يَبْحَثُ فِي الأَرْضِ لِيُرِيَهُ كَيْفَ يُوَارِي سَوْءةَ أَخِيهِ قَالَ يَا وَيْلَتَا أَعَجَزْتُ أَنْ أَكُونَ مِثْلَ هَذَا الْغُرَابِ فَأُوَارِيَ سَوْءةَ أَخِي فَأَصْبَحَ مِنَ النَّادِمِينَ
fe bease allâhu
sonra Allâh (c.c.) gönderdi
gurâben
bir karga
yebhasu fî el ardı
yeri eşeleyen
li yuriye-hu
ona göstermek için
keyfe yuvârî
nasıl örtecek, gömecek
sev'ete ahî-hi
kardeşinin cesedi
kâle yâ veyletâ
yazıklar olsun bana dedi
e aceztu en ekûne
... olmaktan, aciz mi oldum
misle hâzâ el gurâbi
bu karga gibi
fe uvâriye
böylece örtmem, gömmem (benim gömmem)
sev'ete ahî
kardeşimin cesedi
fe asbaha
sonra oldu
min en nâdimîne
pişman olanlardan