حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَى قَوْمٍ لَّمْ نَجْعَل لَّهُم مِّن دُونِهَا سِتْرًا
hattâ izâ
olduğu zaman
belega
ulaştı
matlıa eş şemsi (talaa)
güneşin (tulû ettiği) doğduğu yer : (doğdu)
vecede-hâ
onu buldu
tatluu
doğuyor
alâ kavmin
bir kavmin üzerine
lem nec'al
kılmadık, yapmadık
lehum
onlar için, onlara
min dûni-hâ
ondan başka
sitren
bir örtü, perde