لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ
len yenâle allâhe
asla Allah'a ulaşmaz
luhûmu-hâ (lahm)
onların etleri (et)
ve lâ dimâu-hâ (dem)
ve kanları olmaz (kan)
ve lâkin
ve ancak, fakat
yenâlu-hu
ona ulaşır
et takvâ
takva
min-kum
sizden
kezâlike
işte böyle
sahhara-hâ
onu musahhar kıldı, ona boyun eğdirdi
lekum
sizin için
li tukebbirû allâhe
Allah'ı tekbir etmeniz için
alâ
üzerine
mâ hedâ-kum
sizi hidayete erdirdiği şey
ve beşşir
ve müjdele
el muhsinîne
muhsinler (Allah'a teslim olanlar)