فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَى وَأَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ
inne allâhe
ve bunun üzerine icabet ettik
lehu ve veheb-nâ
ve ona hibe ettik, bağışladık, armağan ettik
lehu
onun için, ona
yahyâ
Yahya
ve aslah-nâ
ve ıslâh ettik (düzelttik)
lehu
onun için, ona
zevce-hu
onun zevcesi, eşi
inne-hum
muhakkak onlar
kânû
onlar oldular
yusâriûne
yarışıyorlar, yarışırlar
fi el hayrâti
hayırlarda
ve yed'ûne-nâ
ve bize dua ederler
regaben
rağbet ederek, arzu ederek
ve reheben
ve korkarak
ve kânû
ve onlar oldular
lenâ hâşiîne
bize huşû duyanlar