1. 12. Ayeti

قُل لِّمَن مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُل لِلّهِ كَتَبَ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ رَيْبَ فِيهِ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ

  • kul

    de, söyle

  • li men

    kimin

  • mâ fî es semâvâti

    semâlarda, göklerde, olan şey(ler)

  • ve el ardı

    ve arz, yeryüzü

  • kul li allâhi

    Allah için, Allah'ın

  • ketebe

    yazdı

  • alâ nefsi-hi

    kendi nefsi üzerine, kendi üzerine

  • er rahmete

    rahmet

  • le yecmea- enne-kum

    sizi mutlaka toplayacak

  • ilâ yevmi

    güne

  • el kıyâmeti

    kıyâmet

  • lâ reybe fî- hi

    onda şüphe yok

  • ellezîne

    o kimseler, onlar

  • hasirû

    hüsrana düşürdüler

  • enfuse-hum

    nefslerini, kendilerini

  • fe hum

    artık onlar

  • lâ yu'minûne

    inanmazlar, mü'min değildirler

EN'ÂM suresi - 12. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    De ki: Kimindir ne varsa göklerde ve yeryüzünde? De ki: Allah'ın; rahmet etmeyi gerekli kıldı özüne. Kıyâmet günü hepinizi de tapısında toplayacak ve hiç şüphe yok o günün geleceğinde. Kendilerine ziyan edenlerdir inanmayanlar.
  • Abdullah Parlıyan

    De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O Allah ki, acıma ve şefkati kendine ilke edinmiştir. Hepinizi şüphe olmayan kıyamet gününe götürüp, bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
  • Adem Uğur

    (Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. "Allah'ındır" de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar.
  • Ahmed Hulusi

    De ki: "Semâlar ve arzda olanlar (Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların açığa çıkması için yoktan {birbirlerine GÖRE} var kıldıkları) kimindir?" De ki: "Allâh'ındır!" Rahmeti (Er-Rahman ismi özelliği sonucu âlemleri yaratmayı) nefsi üzerine yazmıştır! Sizi, kendisinde hiç şüphe olmayan kıyamet sürecinde toplayacaktır! Nefslerini hüsrana uğratanlar; işte onlar, iman etmezler!
  • Ahmet Tekin

    'Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar kimindir, kimin tasarrufundadır?' diye sor.'Rahmetini ve merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kılan, ilke edinen Allah’ındır' de.Sizi, gerçekleşeceğinde ve hesaba çekileceğinizde şüphe olmayan kıyamet gününe elbette toplayıp getirecektir. Kendilerini, birbirlerini zarara, ziyana uğratanlar, işte onlar iman etmeyecekler.
  • Ahmet Varol

    De ki: 'Göklerde ve yerde olanlar kimindir?.' 'Allah'ındır' de. O rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. Muhakkak ki, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi biraraya toplayacaktır. Kendi kendilerini zarara sokanlar, işte onlar iman etmezler.
  • Ali Bulaç

    De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
  • Ali Fikri Yavuz

    De ki: “- Göklerde ve yerde olan şeyler kimin?” (Eğer cevap verilmezse) de ki: Allah’ındır. O, kendi üstüne rahmeti yazdı. Muhakkak ki sizi kıyamet gününe (götürüp) toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Nefislerine ziyan edenler, işte onlar, iman etmezler.”
  • Bayraktar Bayraklı

    De ki: “Göklerde ve yerde olan her şey kime aittir?” De ki: “Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah'a aittir. Sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.”
  • Bekir Sadak

    De ki: «Goklerde ve yerde olanlar kimindir?", «Allah'indir» de. O, rahmet etmeyi kendi uzerine almistir; and olsun ki, sizi vukuu suphe goturmeyen kiyamet gununde toplayacaktir. Kendilerine yazik ettiler; cunku onlar inanmazlar.
  • Celal Yıldırım

    De ki: Göklerde ve yerde olan kimindir? De ki: Allah'ındır. O, rahmeti kendine gerekli kılmıştır. And olsun ki, meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan Kıyamet günü sizi bir araya getirip toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlar (Allah'a ve Kıyamete) inanmazlar.
  • Cemal Külünkoğlu

    De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki  “Allah'ındır.” O, affetmeyi kendisine ilke edinmiştir. O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan kıyamet günü hepinizi mutlaka bir araya toplayacaktır. Ama (aklını kullanmayarak) kendilerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
  • Diyanet İşleri (eski)

    De ki: 'göklerde ve yerde olanlar kimindir?', 'Allah'ındır' de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar.
  • Diyanet Vakfi

    (Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. «Allah'ındır» de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar.
  • Edip Yüksel

    De: 'Göklerde ve yerde olanlar kimin?' 'ALLAH'ın,' de. Kendisine merhametli olmayı gerekli kıldı. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kişiliklerini yitirenler inanmıyanlardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de «Allahın» de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    De ki: «Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?» «Allah'ındır!» de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» «Allah'ındır» de. O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır. Sizi, varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar.
  • Fizilal-il Kuran

    De ki; «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki; «Allah'ındır.» O merhametliliği üzerine görev yazdı. Sizleri geleceği kuşkusuz olan Kıyamet günü kesinlikle biraraya getirecektir. Kendilerine kıyanlar var ya, buna sadece onlar inanmazlar.
  • Gültekin Onan

    De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Tanrı'nındır." O rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde / içinde / hakkında kuşku olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
  • Hasan Basri Çantay

    De ki: «Göklerde ve yerde olan her şey kimin?» De ki: «Allahındır». O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte îman etmeyecek olanlar onlardı..
  • Hayrat Neşriyat

    (Ve yine) de ki: 'Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?' (Yine sen cevab ver de:)'Allah’ındır!' de! (O,) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Sizi, (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününe mutlaka toplayacaktır. Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler.
  • İbni Kesir

    De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah'ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar.
  • Kadri Çelik

    De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır.” O, kendi üzerine rahmeti yazmıştır. Sizi, kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar (var ya), işte onlar inanmayanlardır.
  • Muhammed Esed

    De ki: "Kime aittir göklerde ve yerde olan her şey?" De ki: "Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allaha". O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Kıyamet Günü hepinizi bir araya mutlaka toplayacaktır: ama kendilerine yazık edenler (var ya), işte (Ona) inanmayı reddedenler onlardır;
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ'nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler.
  • Ömer Öngüt

    De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır. ” O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki hepinizi, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.
  • Şaban Piriş

    Yine de ki: - Göklerde ve yerde olanlar kimindir? -Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah’ındır! de! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler.
  • Suat Yıldırım

    (12-13) De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah’ındır" de. O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir. O, geleceğinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet günü sizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki iman etmezler. Halbuki gecede ve gündüzde barınan her şey O’nundur. O her şeyi işitir ve bilir.
  • Süleyman Ateş

    De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allâh'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)tir. Sizi elbette varlığında şüphe olmayan kıyâmet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini ziyana sokanlar, inanmazlar.
  • Tefhim-ul Kuran

    De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki: «Allah'ındır.» O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
  • Ümit Şimşek

    De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O, kendi üzerine rahmeti yazdı. Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde O sizi toplayacaktır. Kendilerini hüsrana düşürmüş olanlar işte buna inanmazlar.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.