وَاتَّخَذَ قَوْمُ مُوسَى مِن بَعْدِهِ مِنْ حُلِيِّهِمْ عِجْلاً جَسَدًا لَّهُ خُوَارٌ أَلَمْ يَرَوْاْ أَنَّهُ لاَ يُكَلِّمُهُمْ وَلاَ يَهْدِيهِمْ سَبِيلاً اتَّخَذُوهُ وَكَانُواْ ظَالِمِينَ
vettehaze (ve ittehaze)
ve edindiler
kavmu mûsâ
Musa (as)'ın kavmi
min ba'di-hi
ondan sonra
min huliyyi-him
kendilerinin süs ve ziynet eşyalarından
iclen
bir buzağı
ceseden
ceset, cansız cisim, heykel
lehu
onun var
huvârun
böğürme sesi çıkaran, böğüren
e lem yerev
görmüyorlar mı?
enne-hu
onun, ... olduğunu
lâ yukellimu-hum
onlarla konuşmuyor
ve lâ yehdî-him
ve onları hidayet etmiyor
sebîlen
yol
ittehazû-hu
onu (ilâh) edindiler
ve kânû
ve oldular
zâlimîne
zalimler, zulmedenler