يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ وَأَنتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
yutâfu (yutâfu ... bi )
tavaf edilir, dolaştırılır : (ile etrafında dolaşılır)
aleyhim
onların
bi sihâfin
tepsiler ile
min zehebin
altından
ve ekvâbin
ve kulpsuz kadehler, bardaklar
ve fîhâ
ve orada
mâ teştehî-hi
iştahlandığı (canının çektiği) şeyler
el enfusu
nefs
ve telezzu
ve lezzet alır
el a'yunu
göz
ve entum
ve siz
fîhâ
orada
hâlidûne
halid olanlar, ebedî olanlar