وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَيُطِيعُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّهُ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
ve el mu'minûne
ve mü'min erkekler
ve el mu'minâtu
ve mü'min kadınlar
ba'du-hum
onların bir kısmı
evlîyâu
velîler, dostlar
ba'din (ba'du-hum... ba'din)
bir kısmı (birbiriyle)
ye'murûne
emrederler
bi el ma'rûfi
ma'ruf ile, iyilik ile
ve yenhevne
ve nehyederler, yasaklarlar
an el munkeri
kötülükten
ve yukîmûne es salâte
ve namazı ikâme ederler
ve yu'tûne ez zekâte
ve zekâtı verirler
ve yutîûne allâhe
ve Allah'a itaat ederler
ve resûle-hu
ve onun resûlü
ulâike
işte onlar
se yerhamu-hum allâhu
Allah onlara rahmet edecek
inne allâhe
muhakkak Allah
azîzun
azîzdir, yücedir
hakîmun
hakîm, hüküm ve hikmet sahibi