كَالَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ كَانُواْ أَشَدَّ مِنكُمْ قُوَّةً وَأَكْثَرَ أَمْوَالاً وَأَوْلاَدًا فَاسْتَمْتَعُواْ بِخَلاقِهِمْ فَاسْتَمْتَعْتُم بِخَلاَقِكُمْ كَمَا اسْتَمْتَعَ الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ بِخَلاَقِهِمْ وَخُضْتُمْ كَالَّذِي خَاضُواْ أُوْلَئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فِي الُّدنْيَا وَالآخِرَةِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
ke ellezîne
o kimseler gibi
min kabli-kum
sizden önceki
kânû eşedde
daha şiddetli, kuvvetli idiler
min-kum
sizden
kuvveten
kuvvet olarak
ve eksere
ve daha fazla, daha çok
emvâlen
mal olarak
ve evlâden
ve evlât olarak
fe istemteû
böylece metalandılar, faydalandılar
bi halâki-him
kendi payları, nasipleri ile
fe istemta'tum
siz de metalandınız, faydalandınız
bi halâki-kum
sizin payınız, nasibiniz ile
kemâ estemtea
faydalandıkları gibi
ellezîne min kabli-kum
sizden önceki kimseler gibi
bi halâki-him
onların payları, nasipleri ile
ve hudtum
ve daldınız (dünya metaına, dünya malına)
ke ellezî hâdû
dalan kimse gibi
ulâike
işte onlar
habitat
heba oldu, boşa gitti
a'mâlu-hum
onların amelleri
fî ed dunyâ
dünyada
ve el âhirati
ve ahiret
ve ulâike
ve işte onlar
hum el hâsirûne
onlar hüsrana düşenlerdir, uğrayanlardır