قَالَ بَصُرْتُ بِمَا لَمْ يَبْصُرُوا بِهِ فَقَبَضْتُ قَبْضَةً مِّنْ أَثَرِ الرَّسُولِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذَلِكَ سَوَّلَتْ لِي نَفْسِي
kâle
dedi
basurtu
ben gördüm
bi mâ
şeyleri
lem yabsurû
göremediler
bi-hî
ona, onu
fe
o zaman, böylece
kabadtu
avuçladım, aldım
kabdaten
bir avuç
min eseri
izinden
er resûli
resûl, elçi
fe
sonra
nebeztu-hâ
onu attım
ve kezâlike
ve işte böyle, böylece
sevvelet
güzel gösterdi
lî nefsî
nefs için