كُلُوا مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبِي وَمَن يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَبِي فَقَدْ هَوَى
kulû
yeyin
min tayyibâti
temiz ve helâl olanlardan
mâ rezaknâ-kum
sizi rızıklandırdığımız şeyler
ve lâ tatgav
ve azgınlık (nankörlük) yapmayın
fî-hi
onda, bu konuda
fe
artık, bundan sonra, aksi halde
yahılle
iner
aleykum
sizin üzerinize
gadabî
benim gazabım
ve men yahlil
ve kime inerse
aleyhi
üzerine, ona
gadabî
benim gazabım
fe
artık, bundan sonra
kad
olmuştur
hevâ
heva oldu (dalâlete düştü)