وَلَمَن صَبَرَ وَغَفَرَ إِنَّ ذَلِكَ لَمِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ
ve le
ve elbette, gerçekten
men
kim, kimse
sabere
sabretti
ve gafere
ve affetti, bağışladı
inne
muhakkak ki, gerçekten
zâlike
bu
le
elbette, gerçekten
min
den
azmi
azîm, büyük
el umûri
işler