وَقَالُوا أَئِذَا ضَلَلْنَا فِي الْأَرْضِ أَئِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ بَلْ هُم بِلِقَاء رَبِّهِمْ كَافِرُونَ
ve kâlû
ve dediler
e
mı
izâ dalelnâ
dalıp karıştığımız zaman
fî el ardı
arzda, yerde (toprağın içinde)
e
mı
innâ
muhakkak biz
le
elbette, mutlaka
fî
içinde
halkın
yaratılış
cedîdin
yeni
bel
hayır
hum
onlar
bi likâi
(Allah'a) ulaşmayı
rabbi-him
Rab'leri
kâfirûne
inkâr edenler