قُلْ إِنَّمَا أَعِظُكُم بِوَاحِدَةٍ أَن تَقُومُوا لِلَّهِ مَثْنَى وَفُرَادَى ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِكُم مِّن جِنَّةٍ إِنْ هُوَ إِلَّا نَذِيرٌ لَّكُم بَيْنَ يَدَيْ عَذَابٍ شَدِيدٍ
kul
de, söyle
innemâ
ancak, sadece
eızu-kum
size vaazediyorum, öğüt veriyorum
bi
ile
vâhidetin
tek, bir tane
en
olmak
tekûmû
kalkın
li allâhi
Allah için
mesnâ
ikişer ikişer
ve furâdâ
ve fertler (olarak), teker teker
summe
sonra
tetefekkerû
tefekkür edin, düşünün
mâ
değil, yoktur
bi sâhıbi-kum
sizin sahibiniz, arkadaşınız
min
dan
cinnetin
cinnet, delilik
in
eğer
huve
o
illâ
sadece, ancak, den başka
nezîrun
nezir, uyarıcı
lekum
sizin için
beyne yedey
ellerinin arasında, önünde, gelecek olan
azâbin
bir azap
şedîdin
şiddetli, kuvvetli