إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
innemâ
ancak, sadece
kâne
oldu
ellezîne yehâfûne
söz
el mu'minîne
mü'minler
izâ duû
çağrıldığı zaman, davet edildikleri zaman
leyse lehum
Allah'a
ve resûli-hî
ve onun resûlü
li yahkume
hüküm vermesi için
beyne-hum
onların aralarında
en yekûlû
demeleri, söylemeleri
semi'nâ
işittik
ve ata'nâ
ve itaat ettik
ve ulâike
ve işte onlar
hum
onlar
el muflihûne
felâha ulaşanlar