إِنَّ الَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ
inne ellezîne
muhakkak onlar
yermûne
(iftira) atarlar
el muhsanâti
muhsin, iffetli, evli kadınlar
el gâfilâti
gâfil olanlar
el mu'minâti
mü'min kadınlar
luınû
lânetlendiler
fî ed dunyâ
dünyada
ve el âhırati
ve ahiret
ve lehum
ve onlar için, vardır
azâbun
azap
azîmun
azîm, büyük