وَاللّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَى بَعْضٍ فِي الْرِّزْقِ فَمَا الَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّي رِزْقِهِمْ عَلَى مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَهُمْ فِيهِ سَوَاء أَفَبِنِعْمَةِ اللّهِ يَجْحَدُونَ
vallâhu (ve allâhu)
ve Allah
faddale
üstün kıldı
ba'da-kum
sizin bir kısmınız
alâ ba'dın
bir kısmı üzerine
fî er rızkı
rızıkta, rızık konusunda
femellezîne (fe mâ ellezîne)
o kimseler değiller
fuddılû
üstün kılındılar
bi râddî
verme (iade etme) hususunda
kebure
onların rızıklarını
aleykum
onların ellerinin altında olanlara : (sahip oldu)
eymâne-hum
onların elleri
ve tezkîrî
oysa, halbuki onlar
bi âyâti allâhi
onda, o konuda (bu konuda)
fe alâllâhi (alâ allâhi)
eşittir, birdir
e fe bi ni'meti allâhi
artık, Allah'ın ni'metini mi
yechadûne
bilerek inkâr ediyorlar