وَقَالَ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ لَوْ شَاء اللّهُ مَا عَبَدْنَا مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ نَّحْنُ وَلا آبَاؤُنَا وَلاَ حَرَّمْنَا مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ كَذَلِكَ فَعَلَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَهَلْ عَلَى الرُّسُلِ إِلاَّ الْبَلاغُ الْمُبِينُ
ve kâle
ve dedi
ellezîne eşrekû
şirk koşan kimseler
lev şâallâhu (lev şâe allâhu)
eğer Allah dileseydi
mâ abed-nâ
biz kul olmazdık
min dûni-hi
ondan başka
min şey'in
bir şey(den)
nahnu
biz
ve lâ
ve olmaz, yapmaz
âbâu-nâ
atalarımız, babalarımız
ve lâ harremnâ
ve biz haram kılmayız
min dûni-hi
ondan başka
min şey'in
bir şey(den)
kezâlike
işte böyle, bunun gibi
feale
yaptı
ellezîne
o kimseler
min kabli-him
onlardan önce
fe
artık
hel
(var) mı
aler rusuli (alâ er rusuli)
resûllerin üzerinde (sorumluluğunda)
illel belâgul mubînu
apaçık tebliğden başka