لِيَحْمِلُواْ أَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمِنْ أَوْزَارِ الَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ أَلاَ سَاء مَا يَزِرُونَ
li
için, bunun için, böylece
yahmilû
yüklenirler, taşırlar
evzâre-hum
onların kendi yükleri, kendi günahları
kâmileten
tam, tamamı
yevme el kıyâmeti
kıyâmet günü
ve min evzâri
ve yüklerden, ağırlıklardan, günahlardan
ellezîne
o kimseler
yudıllûne-hum
onları saptırırlar (dalâlette bırakırlar)
bi gayri ilmin
bir ilmi olmaksızın
e lâ
(öyle) değil mi
sâe
kötü (ne kadar kötü)
mâ yezirûne
yüklendikleri şey