وَآتَيْنَاهُ فِي الْدُّنْيَا حَسَنَةً وَإِنَّهُ فِي الآخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحِينَ
ve âteynâ-hu
ve biz ona verdik
fî ed dunyâ
dünyada
haseneten
haseneler, güzellikler, iyilikler, (pozitif) dereceler
ve inne-hu
ve çünkü o, muhakkak ki o
fî el âhıreti
ahirette
le
elbette, mutlaka
min
den
es sâlihîne
salihler