فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَى إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
fe
böylece, bundan sonra
harece
çıktı
alâ
a
kavmi-hî
onun kavmi, kavmine
min el mihrâbi
mihraptan
fe
böylece
evhâ
vahyetti (konuşmadan, iç sesiyle duyurdu)
ileyhim
onlara
en sebbihû
tesbih etmeleri
bukreten
(erken) sabahleyin
ve aşiyyen
ve (günün sonu) akşamleyin